- Risale Dersi 2188: Emirdağ Lahikası II 4(230-231-232.mektup)
- Risale Dersi 2187: Emirdağ Lahikası II 3(229.mektup)
- Risale Dersi 2186: Emirdağ Lahikası II 2(224-225-226-227-228.mektup)
- Risale Dersi 2185: Emirdağ Lahikası II 1(221-222-223.mektup)
- Risale Dersi 2184: Emirdağ lahikası 130(218-219-220.mektup)
KIYAMET GERÇEĞİ
 
        Cenab-ı Hakkın kâinata koyduğu tekâmül kanunu gereği, her canlı varlık doğar, büyür ve ölür. Hiç bir şey bu kanunun pençesinden kurtulamaz.
Kâinat denilen bu muazzam âlem dahi, muhteşem bir ağaç veya büyük bir insan gibidir. Onun dahi bir doğumu, büyümesi ve nihayet ihtiyarlayıp ölümü vardır. Gittikçe genişleyen ve sür’atle yaşlanan bir dünyada yaşıyoruz.
Bütün semavi dinler kıyametin kopmasında ittifak ettikleri gibi, yeni fenler dahi kâinatın yıkılacağında müttefiktirler. “Entropi” denilen bir kanunla, kâinat hızla bir ısı dengesine doğru gitmektedir. Harici bir sebeple kıyamet kopartılmasa bile, fenni bir hesapla bir gün kıyamet kopacak ve âlem harap olacaktır.
Enbiya Suresi 97. ayette “Hak bir vaad olan kıyamet yaklaşıp da alâmetler belirdiğinde, inkâr edenlerin gözleri dona kalır. ‘Yazıklar olsun bize!’derler. ‘Biz bundan geflet içindeydik. Daha doğrusu, peygamberleri yalanlayarak zalimlerden olduk.” gibi ayetlerde haber verildiği şekliyle, insanların çoğu kıyametin kopmasını inkâr eder ve kâinatın vücudunun sonsuza kadar devam edeceğini zanneder. O ebediyet düşüncesiyle, dünyada ebediyen kalacakmış gibi bir hisle ve hırsla dünyaya saldırır ve âhireti unutur. Boş hayaller ve sefil zevkler peşinde hayatını mahveder. Hâlbuki, insanın vücudu fâni olduğu gibi, kâinatın vücudu dahi fâni ve geçicidir.
Akıllı insan, kâinatın kıyametini beklemek yerine, Nasrettin Hoca gibi “Hanım ölürse küçük, ben ölürsem büyük kıyamet kopacak.”diye düşünür, kâinatın kıyameti kopmadan âhireti için ciddi hazırlık yapar.
KIYAMETİN KOPMASI MÜMKÜN MÜ?
Kâinatın sonu anlamına gelen kıyametin kopması ve âlemin harap olması gayet kolaydır ve Allah bütün semavi kitaplarda sürekli insanları uyarmaktadır.
Necm Suresi 57. ayet “Kıyamet yaklaştıkça yaklaşmiştır.” Yine aynı Sure 60.ayet “Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz. Habersiz oyalanıyorsunuz.” A’raf Suresi 18.ayet “Sana kıyametin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun zamanını Ondan başkası açıklayamaz. O, göklere de, yere de ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir.” Muhammed Suresi 18. ayet “Onlar, kıyamet gününün ansızın gelip çatmasını mı bekliyorlar? Şüphesiz onun alâmetleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar? Gibi ayetlerle Allah kullarını sürekli ikaz etmektedir.
Cenab-ı Hakkın bin bir isimleri arasında ism-i azam olan isimlerden biri de Kayyum ismidir. Kayyum ismiyle Allah (c.c.) kâinata kıyam, beka ve devam vermektedir. Kâinata tecelli eden kayyumiyet cilveleri, kâinatı ayakta tutmaktadır. Atomlardan güneş sistemine ve fezayı dolduran kütlelerin yer çekimlerinden galaksiler arası genel çekime kadar bilinen çekim kanunları, Kayyum ism-i azamının âlemdeki tezahürleridir. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle “Eğer, o cilve-i Kayyumiyet bir dakikada yüzünü çevirse, bir kısmı küre-i arzdan bin defa büyük milyonlarla küreler, feza-i gayr-ı mütenahi boşluğunda dağılacak, birbirine çarpacak, ademe dökülecekler.” (Lem’alar s. 940)demektedir.
Evet, kıyametin kopması an meselesidir. Allah’ın kudreti için gayet kolaydır. Acaba biz bu dehşetli hakikate karşı hazır mıyız? Önemli olan bu noktadır.

