Sulhta hayır vardır

Berat Gecesinden Kadir Gecesine kadar, bir sene içinde meydana gelecek doğumlar ölümler, rızıklar eceller, savaşlar ve barışların melekler tarafından şarta bağlı kaderde yazıldığı hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Şarta bağlı kaderde kaydedilen olaylar, bağlı olduğu şart yerine gelirse gerçekleşir, şartlar yerine gelmezse o da gerçekleşmez. Cenâb-ı Hak tarafından imtihan meydanı olarak seçilen yeryüzünde, fertler ve milletler arası olaylar cereyan etmektedir. En dar topluluk olan aile hayatından, devletlerarası olaylara kadar her hadise, insanların ve toplulukların imtihan vesilesidir. Allah…

Devamı...

Tesanüdün gücü

  Tesanüd, bir cemaatin veya bir heyetin bir gaye etrafında birleşmesi, omuz omuza verip dayanışması, el ele verip hedefine kenetlenmesi, bel bele verip her türlü engellemelere rağmen asla dâvâsından vazgeçmemesidir. “İhlâsla kim ne isterse Allah verir.”kaidesine binaen, ehl-i dünya şer yolda dahi olsa, dâvâsında muvaffak olmaktadır. Ehl-i din olanlar, Allah yolundaki hizmetlerinde ihlâslı oldukları ve tesanütlerini korudukları sürece ve Allah’ın hikmeti de iktiza ettiği takdirde, muvaffak olmaları açık bir gerçektir. Risale-i Nur Talebeleri için tesanüd…

Devamı...

Hakta ittifak etmek

İnsan sosyal varlık olduğundan, diğer insanlarla birlikte toplu halde yaşamak durumdadır. Toplum hayatından uzak yaşamak insan fıtratına aykırıdır. İstisnalar ise kaideyi bozmaz. Diğer canlılardan farklı olarak belli şeylere değil, nihayetsiz ihtiyaçlara muhtaç olan insanların, bu ihtiyaçlarını diğer insanların yardımıyla temin ettiği açık ve bilinen bir gerçektir. Bu noktadan itibaren hukuk ve kanunlar devreye girmektedir. Zira duygularına yaratılıştan sınır konulmayan insanın, hak ve hukuk ihlâlleri, ancak hukukun üstünlüğüne dayalı olarak çıkarılan kanunlarla engellenebilir. Allah’ın koyduğu kanunlar…

Devamı...

Müsavatsız adalet, adalet değildir

Semavî kitaplar içinde en son gönderilen mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim; tevhid, nübüvvet, yeniden diriliş denilen haşir ile birlikte adalet ve ibadet esaslarını bildirmek ve onlara itaat edilmesini emretmek için indirilmiştir. Kâinattaki canlı ve cansız bütün yaratılmış varlıkların lisan-ı hâl veya lisan-ı kâl ile Allah’a ibadetle meşgul olduğu bir durumda, insanın da özellikle Allah’a kulluk ve ibadet içinde olması adalet-i İlâhinin gereğidir. Emir ve yasakların tamamına itaat etmek, Allah’a kulluk yapma kavramına dâhildir. Ubudiyet ve kul…

Devamı...

Mesleğimiz tahrip değil, tamirdir.

Mesleğimiz tahrip değil, tamirdir.

Bu dünyayı tecrübeye mahal ve imtihana meydan olarak yaratan Cenâb-ı Hakkın, hem Celâlî hem Cemalî iki kısım Esma-i Hüsnası vardır. Hayır-şer, güzellik-çirkinlik, iyilik ve kötülük gibi bütün zıtları birbirinin içine geçiren Allah (c.c.), insanın mahiyetinde de hem hayra hem de şerre bakan cihetler yaratmış. Bu yüzden insan, hem nihayetsiz hayır hem de nihayetsiz şer ve tahrip işleyebilir bir fıtrattadır. Hazret-i Âdem’den (as) başlayarak, son peygamber olan Hazret-i Muhammed’e (asm) kadar, bütün peygamberlerin ve onları takip…

Devamı...

Risale okumaları devamlılık ister

İlk emri “Oku!” olan mukaddes ve son bir dinin mensuplarıyız. Bundan dolayı, asırlarca Müslümanlar başta Kur’ân-ı Kerîm olmak üzere, insanlığa faydalı olan kitapları hem okudular hem de yazdılar. Batı toplumları orta çağ karanlıklarında yüzüyorken, İslâm dünyası onlara medeniyette hem örnek hem üstad oldular. 1930 yıllarından itibaren Latin alfabesine geçilmesiyle birlikte Türkiye toplumu, okuma oranı sıfır noktasına indirilmiş bir millet haline getirildi. İslâm dininin ve İslâm yazısının yasak edildiği o dönemde, Nur Talebeleri Osmanlıca harflerle Nur…

Devamı...

Makbul sadakalar ve musibetler

Samanyolu Galaksisine oranla bir santimetrekarelik bir ölçekte yer işgal eden güneş sistemi içinde, seçilmiş bir gezegen yıldız olan dünyayı imtihan meydanı yapan Cenâb-ı hak, her bir şahsı imtihan ettiği gibi, devlet ve millet hayatına kadar topluca da imtihandan geçiriyor. Her fert, hem kendi hayatından hem de dâhil olduğu topluluğun ortak imtihanından da suale çekilecek. “Hepiniz çobansınız. Emriniz altında olanlardan mesulsünüz.”hadis-i şerifi bu mânâlara işaret eder. Belâ ve musibetler, bu dünya imtihanının vazgeçilmez gerekleridir. Allah, onlarla…

Devamı...

Ölümü gülerek karşılayanlar

Tarih boyunca insanları dehşete düşüren hakikatlerin başında ölüm gerçeği gelmektedir. Ölümün mahiyetini bilmeyen ve ölüm ötesindeki ebedi hayata inanmayan insanlar için ölüm, yokluk, hiçlik, sonsuza kadar mahvolmak, kaybolup gitmek, bütün sevdiklerinden ebediyen ayrılık, bir daha dirilmemecesine çürüyüp gitmek olarak algılandığından, ölümden köşe bucak kaçmaya çalışırlar. Fakat kaçıp durdukları ölüm, vakti geldiğinde ansızın karşılarına çıkar ve çok sevdikleri bu dünyadan alıp götürüverir. Hayatın gayesini bilen, kimin tarafından ve niçin bu dünyaya gönderildiğini idrak eden müminler için…

Devamı...

Sevgili Peygamberimizin tevazuu

Bütün âlemlerin yaratılış sebebi ve Kâinatın Efendisi olan Sevgili Peygamberimiz (asm), insanlar içinde en alçakgönüllü ve en tevazu ehli olanıydı. Ümmetine her cihette örnek olan o Kudsî Elçi (asm), kul veya kral bir peygamber olmak arasında serbest bırakıldı da, o kul bir peygamber olarak kalmayı tercih etti ve ümmetine de mütevazı olmayı emretti. Tevazu ile ilgili birçok hadis-i şerifler vardır. Onlardan bazıları şunlardır: “Allah birbirinize karşı mütevazı davranmanızı bana vahiyle emretti. Öyle ki, hiç kimse…

Devamı...

Şefkat ve merhamet hissi

Erhamürrahimin olan Cenâb-ı Hak, rahmetiyle bütün âlemleri kuşattığı gibi, yeryüzünde yarattığı mahlûkatın tamamına, o rahmetinden bir şefkat ve merhamet hissi vermiştir. Özellikle insanî ve hayvanî validelerde bu his çok açık bir şekilde görülür. Eğer o his olmamış olsaydı, yeryüzü adeta bir cehenneme dönerdi. Âyetin lisanıyla âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz (asm), yine bir başka âyette şöyle tavsif edilir: “And olsun, size, içinizden bir Peygamber geldi ki, zahmet çekmeniz onu incitir ve üzer. Size çok…

Devamı...

Demirel’den önemli bir hatıra

Doksan bir senelik ömrünün elli senesi devlet ve millet hizmetinde geçen, Menderes’ten devraldığı Demokrat Misyon bayrağını şan ve şerefle dalgalandıran, sessiz sedasız dine hizmet ettiği halde, dinin mukaddes değerlerini siyasi ikbal ve heveslere tabi ve âlet etmeyen 9. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel ile hem vazife başında iken hem de emekli olduktan sonra defalarca görüşmelerimiz oldu. Çoğu insanlar gibi onunla bir hayli hatıralarımız var. Çok önemli gördüğüm bir tanesini okuyucularımızla paylaşmak istiyorum. Yeni Asya Ankara bürosunu…

Devamı...

Peygamber ahlâkından hilm sıfatı

İnsanların içinde en hayırlısı olan Müslümanlar ve Müslümanların içinde de en hayırlısı olan Hazret-i Muhammed (asm), en mutedil ve en müstakim fıtratta yaratılmıştı. Cenâb-ı Hak onu en güzel bir tarzda terbiye etmiş ve bütün insanlığa en güzel bir örnek ve bir rehber olarak tayin etmişti. Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de methettiği güzel ahlâkları en zirve noktada ihsan-ı İlâhi ile kendinde toplayan o kudsî Zat (asm), hilm sıfatında da erişilmez bir mertebedeydi. Hilm, yumuşak huyluluk, her türlü eza…

Devamı...
1 2 3 4 5 9